Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan faiz, enflasyon ve döviz açıklaması

Investing.com – Kabine toplantısının akabinde açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin muhtaçlığının faizi yükseltmek değil, yatırımı, istihdamı, üretimi, ihracatı ve cari fazlayı artırmak olduğunu söyledi.

Ekonomiye dair değerli açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı, Türkiye’deki enflasyonun maliyet enflasyonu olduğunu ve global gelişmelerden kaynaklandığını belirterek şu açıklamalarda bulundu:

Ülkemizde yaklaşık bir yıldır yaşadığımız yüksek enflasyonu1994 ve 2001 krizleriyle karşılaştırmak yalnızca bize değil, vatandaşlarımıza da yapılmış bir büyük haksızlık olur. Zira bugün yaşadığımız enflasyon, bütçe ve işsizlik kaynaklı değil, global gelişmelerin tetiklediği istikrarsız fiyat hareketlerinin sonucudur. Yani maliyet odaklı enflasyondur.

Biz enflasyon sayılarının insanlarımızın hayatındaki olumsuz tesirlerini her kısmın gelir düzeyini yükselterek bertaraf etmeye çalışırken tıpkı vakitte enflasyonu düşürecek önlemleri de alıyoruz. Buna karşılık uzunca bir müddettir enflasyonsuz ekonomik iklimde yaşamaya alışmış ülkelerde bizimkiyle mukayese edildiğinde daha küçük gözüken oranların tesirleri çok daha derin ve yıkıcı hissediliyor.

Faize karşı olduğunu tekrarlayan Cumhurbaşkanının Yeni İktisat Modeline dair açıklamaları:

Son periyotta ülke ve millet olarak bizi en çok zorlayan bahsin faiz-kur-enflasyon denklemi ile sınandığımız iktisat alanı olduğu bir gerçektir. Dünyadaki gelişmeleri ve ülkemizin gücünü dikkate alarak iktisadımızı mahvetme tehdidi üzere açık ve alçak bir taarruza maruz kaldığımız 2018’den itibaren bu alanda yeni programı hayata geçirmeye başladık.

Türkiye’nin gereksinimi faizi yükseltmek değil, yatırımı, istihdamı, üretimi, ihracatı ve cari fazlayı artırmaktır. Gelişmiş ülkelerdeki bizden daha derin farklar içeren siyaset faizleri ile enflasyon oranları ortasındaki bağlantıya hiç bakmayıp Türkiye’deki durumu felaket tellalı edasıyla anlatanların niyetleri diğerdir.

Kendi eğitimlerine ve donanımlarına nazaran ülkemizde ısrarla muhakkak iktisat modellerinin uygulanmasını isteyenlerin fanatizmi, akılcılıklarından değil, tembelliklerinden yahut gerideki öteki çıkar bağlantılarından kaynaklanır. Biz bu hakikatleri bildiğimiz için birilerinin ne dediğine değil, ülkemizin neye muhtaçlığı olduğuna, milletimize verdiğimiz kelamları nasıl yerine getirebileceğimize bakıyoruz.

Türkiye’nin yine yarım asrı aşkın müddettir oynanan oyunlarla sıcak para sömürgesi haline dönüştürülmesine istek göstermeyeceğiz. Bizim iktisat modelimizde yatırım yapan kazanacak, çalışan kazanacak, ticaret yapan kazanacak. Bunların hasılasıyla da devlet kazanacak, bütçe kazanacak. Hükümete geldiğimiz günden beri üzerinde titizlikle durduğumuz bütçe disiplininden bundan sonra da asla taviz vermeyeceğiz

“Vatandaşımızı TL mevduatlara dönmeye davet ediyorum”

Artık hiç kimsenin yalnızca parasının kıymetinden kaygı ederek, dövize ve altına yönelmesi için sebep kalmamıştır. Tasarruflarını hala döviz ve altında tutan vatandaşlarımızı, buralardaki yararlarını da garanti altına alan Türk lirası mevduatlara dönmeye davet ediyorum.

Unutmayınız, hepimiz tıpkı Türkiye gemisinin içerisindeyiz, bu gemi süratle yol alırsa kazanan hepimiz olacağız. Bu gemi güvenlik üzere, iktisat üzerinden açılan deliklerinden de su alarak batarsa hepimiz boğulacağız.

Sırf paradan para kazanmak ismine yapabileceği yatırımı yapmamak, çalıştırabileceği emekçiyi çalıştırmamak, üretebileceği eseri üretmemek, satabileceği malı satmamak Türkiye gemisinde delik açmak demektir.

Yazar: Deniz Engin